Grift ve örgüleme teknikleri ile ilk formları oluşturulan geçme, boğum, bağlamalar kültürlerin başlangıcında vardı.
Bunu, daha sonraları sadece Yunan Tapınaklarında değil, hemen hemen bütün kültürlerin mimari şekillerinde ortaya çıkan ahşap yapı izlemiştir. Bu tanı oldukça yeni olsa bile, artan çok sayıdaki örnek tanının doğruluğunu ispatlamaktadır. Uhde, bu konuya kayda değer bilimsel bir çalışmasını vakfederek, eski Fas yapı sanatında iç yüzeylerin ele alınışı dokuma tekniğine uyduğunu belirlemiştir. (Yunan mimarisinin yapı bantları ve inci gerdanlıkları gibi). Bunların kalıpla alçı içerisine dökülmesine, veya çini olarak döşenmesine rağmen Sevilla'da Alcazar'ın bazı odalarında köşelerin birbirlerine düğümlenişi belirgin olarak görülür. Bu düğümler, yüzyıllar önceki çadırların duvar köşelerinin birbirine bağlantılı tekniğine benzemektedir. Yapı malzemesi ve tekniği, her ülkede ve her zaman diliminde gereksinimden dolayı aynı olmasa bile birbirine benzemektedir Bunların sürekli modellerini V.Wersin inandırıcı örnekleri ile ispatlamıştır. Burada Doğu Asya ve Avrupa'da M.O. 3000 yıllarında ve bugünkü zaman diliminde günlük hayatta kullanılan eşyalar bir yumurtanın diğerine benzemesi gibi benzerini teşkil etmektedir. Doğal şartlar sebebiyle oluşan esas modelin yaygınlık kazanmasıyla belli bir zaman için yapılan süslemeler gerçek formları gizlese dahi (Barok), diğer bir değişik malzemede, değişik teknikte ve diğer bir kullanımda tabii ki değişik bir model ortaya çıkar. Yapıların şekillendirilmesi için esas olan en önemli şey zamanın ruhudur. Bugün bile, eski yapılarda bizi meşgul eden neticesi değil de, sanatsal oluşumudur.
Her yapı biçimi, sürekli olarak kendisinin modelini, esas biçimini oluşturur, kendini sürekli uygarlaştırır ve düzeltir. Bugün, kendimize uygun bulduğumuz beton, çelik ve camdan oluşan ifade tarzlarımızla mücadele etmekteyiz; fabrikalar ve büyük yapılar için yeni inandırıcı oluşumlar, yapı sisteminde fazla pencereyle kendisini ifade etmektedir. Diğer bir değişik malzeme, değişik teknik ve diğer bir kullanımda tabii ki değişik bir model ortaya çıkar. Yüzeyleri açıkça ön plana çıktığından dolayı, bunlar başarıyla sonuçlanmıştır. Teknik işlevleri yönünden bir yapı öğelerinin açık izahatları yeni biçimlendirmenin ayrıntıları ve genel görünüşü hakkında imkânlar doğurmaktadır. Burada biz mimarlar için yeni fikirler yatmaktadır. Zamanımızın bize, konstrüksiyonları temiz bir biçimde işleyerek gelecek için saf modeller oluşturmak yönünde vazifelendirdiğine inanmak yanlıştır. Bütün mimarların görevleri, kendi zamanının teknik imkânlarını geniş çapta kullanıp sanatsal fikirlerini gerçekleştirecek bir hayat coşkusuyla hareket ederek zamanına uygun yapıları meydana getirmektir. Bunun için gerekli olanlar: İncelik, uzmanlık, çevreye uyum, teknik organizasyon ve ekonomik amaçların haricinde yapı alan ve konstrüksiyonun organik birliği ve alan ilişkilerinin iyi bir strüktürü ve dış yapıdır. "Söz hakkına sahip olma" gibi asli sanatsal güdüsü olan güçlü bir sanatkar da bunun gibi sorumluluklar altındadır ve "zamanın ruhundan" etkilenir. Sanatçının ruh hali, dünya görüşü ve eseri ne kadar olgun, içerikli ve sürekli olursa, paradoksal olarak, her bir gerçek sanat eseri gibi zamana tabi olmayarak o kadar güzel olur.
Yedigün Digital
E-Mail : info@yedigun.com
Reklam : reklam@yedigun.com
© Copyright 2015 Yedigün Digital Her Hakkı Saklıdır.
Web Tasarım AnkaPlus