Gözün işlevini görmek ve bakmak olarak ikiye ayırabiliriz. Görmek, her şeyden önce kendi vücudumuzun güvenliğini sağlar; bakmak ise, görmenin son bulduğu andan itibaren başlar ve bakıldığı anda bizi, bulunan "resimlerin" zevkini tattırmaya götürür. Gözün nesnede takılı kalması veya ona dokunmasına göre, takılma resmi ve dokunma resmi tanımlaması yapılır. Takılı kalma resmin takribi daire kesme yüzeyini oluşturduğundan nesnenin çapı nesnenin göze olan uzaklığına eşittir. Işte bu "görüş alanı" içerişinde eşyalar göze "bir bakışta" görünür. İdeal takılma resmi dengeyi oluşturur. Bu denge, herhangi bir mimari güzelliğin ilk niteliğidir. (Fizyologların, simetrik, armonik şey ve orantılara karşı bizde oluşan veya bunun gibi şeylere karşı dengede bulunan 6. estetik duyusunun, başka bir deyişle denge ve statik duyunun teorisi üzerinde yaptıkları araştırmalar sürmektedir.) İşte bu çerçevede göz, dokunma resmi ile kendi izlenimlerini algılamaktadır. Dokunan göz kendisinin sürekliliğini, genişlik ve derinlik yönünde karşılaştığı dirençlerle bulmaktadır. Göz, bu şekilde, eşit ve sürekli mesafeli dirençleri, kulağın müziği algıladığı gibi, aynı uyarımları çeken takt ve ritimlerle algılamaktadır.
Kapalı odadaki etki takılma ve dokunma resimleri ile oluşur. Takılma resminden tanıdığımız bir odanın üst sınırı (tavan) bizde güven, uzun alanlarda ise sıkıntı hissi oluşturur. Eğer, duvar mesafeleri ve bununla genel proporsiyonlar uyumlu ise, göz yukarıya doğru baktığı anda, dokunarak tavanın yüksekliğini anlar ve oda rahat, ferah olarak görünür. Burada gözün optik yanılgıya düştüğünü unutmamak gerekir. Göz, derinlik ve yükseklikte olduğu gibi genişlik açılımlarını tayin eder, fakat genişlik daima daha büyük görünür. Aynı şekilde, bir kule aşağıdan bakmaya nazaran yukarıdan bakıldığında daha yüksek gözükür. Dikey kenarlar yukarıya doğru yukarıda asılı gibi, yatay olarak ortada büklümlü gibi gözükmektedir. Bunların dikkate alınmasında zıt düşmemek gerekir (Barok) ve örn. perspektif etki, dik olarak ilerleyen pencereler, pervazlar (Peter Kilisesi, Roma) veya perspektif olarak boyanan pervazlar, kubbeler v. b. ile güçlenir. Ebat ölçümlerinde bakış alanının mesafesi, gerekirse görüş alanının güneş gözlüğü vb. hariç ve okuma alanının ebatlarının ayrıntılarının açıklanması gerekir. Sonuncusunun mesafesi, ayırt edilecek ayrıntıların ebat açısını etkiler.
Yunanlılar, bu noktaları göz önünde bulundurarak ve her bir tapınakta yer alan askı paletlerin altındaki parmaklıkların en küçüklerinin ebatlarını değişik ölçüleri ile hesaplayarak ortaya çıkarmış ve 27° mesafede 0°1' okuma alanını oluşturmuşlardır.
Yedigün Digital
E-Mail : info@yedigun.com
Reklam : reklam@yedigun.com
© Copyright 2015 Yedigün Digital Her Hakkı Saklıdır.
Web Tasarım AnkaPlus